İnsanlar üzerinde klinik araştırmalara ilişkin etik ilkeleri konu edinen ilk yazılı düzenleme, Nuremberg Kodu adıyla dünya kamuoyunun gündemine girmiştir. Daha sonra geliştirilen başta Dünya Hekimler Birliği Helsinki Bildirgesi, WHO ve CIOMS tarafından hazırlanan İnsan Deneklerle İlgili Biyomedikal Araştırmalarda Uluslararası Etik Yol Gösterici Kurallar ve İyi Klinik Uygulamalar Kılavuzları gibi birçok uluslar arası belge, çeşitli ulusal yasal düzenlemelerin hazırlanmasına temel dayanak oluşturmuştur. Evrensel olarak kabul gören bu yol gösterici kurallar farmasötik araştırmalar, tıbbi ve cerrahi yöntemler, tıbbi aygıtlar, biyolojik örnekler de içinde olmak üzere tüm biyomedikal araştırmalar ile epidemiyolojik, sosyal ve psikolojik araştırmaların insan onuruna saygı perspektifi içinde gönüllülerin onurunun, haklarının, güvenliğinin ve esenliğinin korunmasını güvenceye almanın yanı sıra araştırmaların bilimsel açıdan geçerliliği/güvenilirliğine de katkıda bulunma amacı taşımaktadır.
Sonuç
Sonuç olarak, yürürlüğe girmiş olan Klinik Araştırmalar Hakkında Yönetmelik, biyomedikal araştırmaların bilimsel standartlar ve etik ilkelere uygun olarak yürütülmesi ve izlenmesi bağlamında ulusal düzeyde tek bir yasal düzenlemenin oluşturulmuş olması açısından olumlu bir aşamadır. Ancak içeriği ve temel paradigması, yukarıda dile getirilen çelişkiler, eksiklikler,evrensel geçerliliği olan yazılı düzenlemelere uygunluk açısından taşıdığı keyfilikler (etik kurul üye bileşimi konusunda evrensel ilkelere uyma konusunda gösterilen özene karşın, üyelerin ve kurulun bağımsızlığını açık biçimde göz ardı etme vb) yasal düzenlemeyi tartışılır duruma getirmektedir. Kuşkusuz ulusal düzeyde merkezi otoritenin klinik araştırmaların tüm yönleriyle ilgili standart çalışma prosedürlerini belirlemesi gerekmektedir; ancak bu gerekliliğin, gücün ve kararın her düzeyde merkezileştirilerek konuyla ilgili çok sayıda tarafın karar süreçlerinin dışında bırakılmasına yol açmak yerine, onları karar süreçlerinin aktif katılımcıları haline dönüştürme çabası biçiminde yorumlanması uygun olacaktır. Bu bağlamda, klinik araştırma süreçleriyle ilişkili tüm tarafların, eşit hak ve sorumluluklara sahip paydaşlar olarak Yönetmeliğe ilişkin görüş ve önerileri doğrultusunda gereken değişikliklerin yapılması ileride ortaya çıkabilecek olası sorunların en aza indirilmesi açısından önem taşımaktadır.
* Resmi Gazete Yayın no. 27089, tarih 23 Aralık 2008 Yürürlük tarihi 1 Ocak 2009.
** Türkiye Biyoetik Derneği’nin 20 Haziran 2009 tarihli Yönetim Kurulu’nda kabul edilmiştir. Hazırlayanlar: Yrd. Doç. Dr. Hafize Öztürk Türkmen, Dr. Cumhur İzgi.
Doç. Dr. Murat Civaner’in katkısıyla oluşturulan Revize görüş Türkiye Biyoetik Derneği’nin 27 Ağustos 2010 tarihli Yönetim Kurulu’nda kabul edilmiştir.