TÜRKİYE BİYOETİK DERNEĞİ
02.11.2012 TARİHLİ, 663 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME GÖRÜŞÜ*
I. ÇOĞULCULUK VE MESLEKİ DEĞERLER BAKIMINDAN KHK
02 Kasım 2011 tarihli, 28103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 663 sayılı “Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”1 ilesağlık hizmetlerinin teşkilatlandırılması, sağlık mesleklerinde eğitim müfredatı, meslekî alan ve dal belirlemesi gibi meslekî düzenlemelerde ve istihdam planlamalarında görüş bildirmek, meslekî yeterlilik değerlendirmesi yapmak, meslekî müeyyide uygulamak, etik ilkeleri belirlemek ve uyumudenetlemek gibi pek çok işlev yeniden yapılandırılmaya çalışılmaktadır. Bu çok yönlü işlevlerin,yönetmelik ya da kararname gibi mekanizmalar yerine; evrensel insan hakları hukukuna yaslanan uluslararası sözleşme ve bildirgeler ışığında oluşturulmuş ulusal sağlık politikasıyla çerçevelendirilen, toplumsal gereksinimlere karşılık verebilen, anayasal olarak güvence altına alınmış kişi hak ve özgürlüklerine2, mesleki değerlere ve mesleki gelişim hakkına, tıbbi deontolojiye ve evrensel etikilkelere3 saygılı, kuvvetler ayrılığı ve çoğulculuk prensibinden temellenen4 yasalar ile düzenlenmesi daha uygundur.
Dünya Tabipleri Birliği (World Medical Association) de, konuyla ilgili yaptığı resmi yazılı açıklamada, değersel anlamda, mesleki özerkliğin, mesleki bağımsızlığın ve mesleğin kendini denetleme yetkisinin korunmasının önemine işaret etmektedir5.
II. SAĞLIK POLİTİKALARI BAKIMINDAN KHK
II.A. Sağlık hizmetlerinin sunumuna ilişkin farklı felsefi yaklaşımlar ve her toplumun farklı yönetseltercihleri bulunabilir. Ancak sağlık hizmetleri sunumda, evrensel olarak kabul edilmiş ortak hedefler de vardır ki; bunların başında “sağlıkta hakkaniyetin” sağlanması gelir 6.
KHK ile kamu- özel ortaklığı (Madde 13.e), devlet hastanelerinin de özel hastaneler gibi sınıflandırılması (Madde 34), ilaçta reklâmın serbest bırakılması (Madde 27.2.b), “belirli biralanda sağlık hizmet sunumu” lisanslarının açık arttırmaya açılması (Madde 57) sağlık hizmetlerini bugüne dek görülmemiş oranda metalaştıran uygulamalara yol açabilir. Oysa sağlık hizmetleri, insan sağlığını önceleyen, insanın biricikliğini üstün bir değer olarak alan doğası gereği serbest piyasa dinamiklerine bırakılamayacak, özverili bir emek ve uğraş alanıdır7.
KHK ile Kamu Hastane Birliklerine bağlı hastanelerin mali durumları ve tıbbi hizmetlerin
sunumuna göre beş grupta sınıflanması (Madde 34), farklı sınıflardaki insanların farklı sınıftakihastanelerden hizmet alması uygulamasının yolunu açabilir. Tıp etiğinin sağlık hizmetlerine erişimde eşitlik, sağlık hizmeti kaynaklarının dağılımında hakkaniyet ilkeleri ışığından bakıldığında, bu durum insan ve toplum sağlığının korunabilmesi açısından kaygı vericidir.
II.B. Sağlık çalışanları bakımından; sözleşmeli çalışma, serbest sağlık bölgeleri oluşturulması (Madde 49), aile hekimlerine asistan maaşı ödenmesi gibi maddeler, çalışan haklarını ve dolayısıyla hasta haklarının korunmasını güçleştirebilir; mesleki bir değer olarak çalışma barışını zorlayıcı sonuçlara yol açabilir.
III.C. KHK ile Sağlık Politikaları Kurulu toplumun geneline ve hatta uluslararası ortama sağlık hizmeti götürmekle görevli merkezi bir kurul olarak tanımlanmıştır. Madde 6 ile düzenlenen Sağlık Politikaları Kurulunda, on bir üye ile müsteşar ve müsteşar yardımcılarından oluşan üyeler bulunmakta; kurul üyeleri en az dört yıllık yüksek okul mezunu ve sekiz yıl iş tecrübesi bulunanlar arasından Bakan tarafından görevlendirilmesi öngörülmektedir. Öncelikle, ulusal ve uluslararası planda sağlık hizmetlerini belirleyecek olan bu kurulun üyeleri arasında, tıp ve sağlık hizmetleriyle ilgili alanmezunu üye bulunması, hizmetlerin niteliğini yükseltebilmesi açısından önemlidir. İkinci olarak, kurulun asli bileşeni olması gereken ilgili taraflar (üniversiteler, meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ile bağlı kuruluşlardan ve Bakanlık birimlerinden yönetici veya uzman kişileri) “kurul toplantılarına, görüşlerini almak üzere davet edilebilir” ifadesiyle düzenlenmektedir. Butanımlamada hizmet alan taraf olarak hasta ve hasta yakınları göz ardı edildiği gibi; sağlık hizmetlerinin üretici emeğini oluşturan bütün taraflar politika belirlenmesi sürecinin içinde yer alamamaktadır. Bu model, çağdaş sağlık politikaları etiği ile uyumlu değildir. Oysa günümüz dünyasında, sağlık sisteminin işleyişinde, eşitsizlikleri arttırabilen ve sağlık hakkının teminini güçleştiren bu modelin eleştirisi üzerine yapılanan8; “çoğulcu”, “katılımcı” bir sağlık yönetimi kurabilme yönünde üretilen bilimsel çalışmaların9 değerlendirmeye alınması yararlı olabilir.
III. ETİK, HASTA HAKLARI VE ÇALIŞAN HAKLARI/SAĞLIK YÖNETİMİ ETİĞİ YÖNÜNDEN KHK
Hasta hakları ile hasta ve çalışan güvenliğine yönelik düzenleme yapmak görevinin, düzenleyicimerkezi organ olarak Bakanlığa bağlı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne verilmesi (Madde 8)olumludur. Ancak, Kararname ile doğrudan hasta ve çalışan hakları ve etik yükümlülükler alanıyla ilgili üç ana kurul tanımlanmaktadır. Bu kurullarda, mesleki deontolojiye uyarak, uzmanlık ve meslek örgütleri katılımının, gerek üye, gerekse katılım ve oy kullanımı açısından sınırlandırılmaması dahauygundur.
III.A. Yüksek Sağlık Şûrasında meslek örgütü temsilcilerinin bulunması ve Kurula katkı verebilmeleri mesleki etik değerler boyutuyla bakıldığında önemli bir gereksinimdir. (Madde 21).
III.B. Tıpta Uzmanlık Kurulunda Türk Tabipleri Birliği ve Türk Diş hekimleri Birliği’nin bir üye ile temsil edilmeleri (Madde 22) ve bu üyelerin yalnızca kendi alanlarıyla (TTB temsilcisi yalnızca tabiplerle, TDB temsilcisi de yalnızca diş tabipleriyle) ilgili toplantılara katılma ve oy kullanma hakkı verilmiş olması, üyeler arasında eşitlik ve hakkaniyet değerlerinin temini açısından tartışmalıdır. Çünkü tıp eğitiminde yaşanan sorunların çözümü için, tüm etkenleri bir arada inceleyerek ve bütünsel olarak değerlendirilme yapabilmek esastır. Gerçekçi ve kalıcı çözüm üretebilmek için mesele ile doğrudan ilgili tüm tarafların katılımı temin edilerek, süreklilik ve istikrar sağlanabilmesi daha uygundur.
III.C. Sağlık Meslekleri Kurulu (Madde 23) ise yeni oluşturulan kurullar içerisinde etik bakımdan en sorunlu olanıdır. Bu nedenle İstanbul Tabip Odası Etik Kurulu tarafından özgül olarak ele alınarak kapsamlı ve ayrıntılı bir değerlendirme raporu hazırlanmıştır10 (İstanbul Tabip Odası Etik Kurulu 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname hakkında Görüşü, İstanbul, İTO Yönetim Kurulu Kabul Tarihi: 28Şubat 2012).
IV. TIP EĞİTİMİ BAKIMINDAN KHK
Uzmanlık eğitiminin işleyişinin düzenlendiği Madde 56 ile asistanlara, Bakanlık veya bağlı kuruluşlarında eğitimlerini tamamladıklarında görevlendirme süresi kadar hizmet verme ek yükümlülüğü getirilmektedir. Maddenin devamında Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanmış, yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senetleri bulunmaktadır. Buna göre, “Kişilerin hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeden görevinden ayrılması, müstafi sayılması, görevine son verilmesi veya Devlet memurluğundan çıkarılması halinde, kendileri için Bakanlıkça yapılmış olan her türlü ödemeler toplamından, varsa hizmetin tamamlanan kısmı için hesaplanan miktar indirildiktensonra bakiye miktar kendilerinden kanuni faizi ile birlikte tahsil edilmesi, ilgililerin uzmanlık eğitiminde başarısızlığı veya kendi istekleri ile uzmanlık eğitimini bırakmaları durumunda ise, görevlendirme süresi kadar Bakanlığa hizmet yapmaları zorunluluğu” getirilmesi yaklaşımı tıbbi deontoloji vemesleki değerler açısından oldukça düşündürücüdür. Bu yaklaşımın, insan yaşamının tekliğini bilerek, insan sağlığını ve yaşamın değerini üstün tutarak, bireylerin ve bir bütün olarak toplumun sağlığını korumak ve geliştirmek üzere çalışmakla yükümlü olan genç hekim ve sağlık çalışanları adayları için tıp ve sağlık uğraşları eğitimini ve mesleğini seçmeye özendirici biçimde; toplumsal olarak adil veeşitlikçi bir içerikle11 yeniden gözden geçirilmesi yararlı olur. Türkiye Biyoetik Derneği bu bağlamda uzmanlık alanı ile ilgili her türlü katkıyı sunmaya hazırdır.
* Türkiye Biyoetik Derneği’nin 06.03.2012 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında kabul edilmiştir.
Hazırlayan: Uzm. Dr. Gülsüm Önal.
1 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/11/20111102M1-3.htm (Erişim: 03.03.2012)
2 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, RG 27.05.1949, Sayı: No7217,http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/7217.pdf&main=http:/ /www.resmigazete.gov.tr/arsiv/7217.pdf (Erişim: 03.03.2012).
3 World Medical Association, International Code of Ethics,http://www.wma.net/en/30publications/10policies/c8/ (Erişim: 03.03.2012).
4 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Kanun No. 2709, Kabul Tarihi: 7.11.1982http://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa_2011.pdf (Erişim: 03.03.2012).
5 12 Ocak 2012 tarihli Dünya Tabipler Birliği yazısı için bkz. http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/wma-2970.html (Erişim: 03.03.2012).
6 Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi:
İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi, Avrupa Konseyi, European Treaty Series No. 164, Oviedo, 04.04.1997,http://www.adlitabiplik.saglik.gov.tr/include/dosyalar/19_iphep_kutup_ETS164_trsb.pdf (Erişim: 03.03.2012)
7 Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Hakkı (Right to Health) Fact sheet, No.323, August 2007,http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs323/en/index.html (Erişim: 03.03.2012)
8 Sağlığın Sosyal Belirleyicileri, ed: Michael Marmot, Richard G. Wilkinson, bir Kurul tarafından dilimizeçevrilmiştir, İNSEV yayınları, 1. Baskı İstanbul, Aralık 2009:13-199.
9 John Lister, Sağlık Politikası Reformu, Yanlış Yolda mı Gidiyoruz, Çevirenler: M İnan, A Kılıçaslan, N Erten, D İlhan, H Kurban, İNSEV yayınları, 1. Baskı İstanbul, Mart 2008: 5-173.
10 İstanbul Tabip Odası Etik Kurulu 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname hakkında Görüşü, İstanbul, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Kabul Tarihi: 28 Şubat 2012.
11 Avrupa Sosyal Şartı (European Social Charter) Avrupa Konseyi, European Treaty Series No. 35, Torino, 18.X.1961, Bölüm 1, http://www.yargitay.gov.tr/abproje/belge/temelbelge/AvrupaSosyalSarti.pdf (Erişim03.03.2012)